30 Haziran 2011 Perşembe

Mantarlar


Mantarlar (Fungi) Tek veya çok hücreli ökaryotik canlılardır. Latince deFungus mantar Fungi ise mantarlar, anlamındadır
Halk arasında küf, pas, rastık, maya, mildiyö, şapkalı mantar, kav mantarı, puf mantarı gibi çeşitli isimlerle anılan bütün mantarlar, mantarlar (Fungi) alemi içersinde incelenirler.
Dünyanın her bölgesinde, daha çokta nemli yerlerde bulunurlar. Yeryüzünde türü tanımlanan 69000 kadar mantar türü bulunmaktadır. Gerçekte ise 1,5 milyon kadar türü olduğu tahmin edilmektedir.
Mantarlar sporlu genellikle eşeyli üreyen heteretrof olarak beslenen ökaryotik canlılardır.
Mantarlar klorofilsiz olmalarıyla hayvanlara, aktif hareket edememeleriyle de bitkilere benzerler. Mantarlar dışardan besin alarak (heterotrof) beslenirler. Parazitik, çürükçül veya simbiyotik olarak yaşayabilirler. Besinlerini hücre dışında sindirdikten sonra absorbisyonla hücre içine alırlar. Parazit mantarlar çoğunlukla bitkileri, bazen hayvanları ve insanlarda hastalıklara neden olabilirler. Saprofit mantarlar ise bazı bakteri türleri gibi, cansız organik maddeler üzerinde yaşarlar. Hücreler zarlarının dışında hücre çeperleri vardır. Sporla ürerler. "Hif"denilen ipliksi bir yapı halinde somatik yapıları bulunur.

Mantarlar sporlarla ürerler. Eşeyli ve eşeysiz olarak üreyebilirler. Eşeyli üremeleri iki haploid hücrenin birleşmesi ie olur. Olgunlaşmış Mantardan dökülen sporlar rüzgarla ya da böceklerle çevreye dağılırlar. Bu sporlar toprakta yıllarca yaşayabilirler. Tek hücreli mantarlar ise tomurcuklanarak çoğalabilirler Mantarlar nemli ortamlarda gelişirler, bu nedenle yağmurlardan sonra topraktaki sporlar çimlenerek mantarları oluştururlar.
Yaşam döngülerinde iki safha bulunmaktadır. Bunlar:
Somatik safha ; mantarın beslenme ve besinsel aktivitelerini yerine getirdiği safha,
Üreme safhası ; sporların üretimi, somatik yapıların diğer üreme yapılarında kullanıldığı safha.

Mantarlar insanlık için büyük öneme sahiptirler. Ekosistemin önemli parçalarıdır. Çürükçül mantarlar; organik maddeleri parçalayarak onların tekrar ekosisteme dönmesini sağlarlar. Toprağın yapısını bitki gelişimi için uygun hale getirirler. Baklagillerin köklerine tutunarak mikoriza denilen birlikteliği oluşturular. Bu sayede mantar beslenmesini sağlarken baklagil kökününde topraktan mineral almasını sağlar. Yani burada karşılıklı fayda vardır(mutualizm). Bazı mantar türleri ise eklembacaklılarda bulunan selülozun sindirimini sağlarlar. Mantarların, hayatın devamını sağlayan buna benzer daha birçok görevi vardır.

Likenler mantarlar ile Alglerin birleşmesinden oluşmaktadır. Likenler ekosistem için çok faydalıdır. Burada yine karşılıklı fayda vardır. Bazı parazitik mantarlardan tarım zararlıları ve hastalıklarıyla biyolojik mücadelede yaralanılmaktadır. Bazı marketlerde "Collego" adıyla satılan ürün, yabancı otlarla mücadelede kullanılan Colletotrichum gloeosporoidestüründen elde edilen bir mikoherbisitdir.
Gerçek mantarlardan olan mayalar, fırıncılık ve fermantasyon endüstrisinin temelini oluştururlar. Alkollü içki endüstrisinin temelini de mantarlar oluşturmaktadır. Bununla beraber, sitrik asidin endüstriyel olarak üretilmesinde ve bazı peynir tiplerinin hazırlanmasında da (rokufor, gorgonzola, kamembert gibi) kullanılırlar.Penisilin gibi birçok yararlı antibiyotiğin, thiamin, biyotin, riboflavin gibi bazı vitaminlerin; ergotamin, kortizon gibi önemli ilaçların kullanılmasında yine mantarlardan yaralanılmaktadır. Amilaz, pektolaz gibi enzimler; gibberellin gibi bazı hormonlar da mantarlardan yararlanılarak üretilmektedir. Ayrıca genetik çalışmalarda kullanılan Neurospora cinsi yine bir mantardır.
Mantarlardan insanların çeşitli amaçlarla yararlandıkları cinslerden bazıları; fermantasyon yaparak alkollü içkilerin hazırlanmasında ve ekmek yapımında kullanılan Saccharomyces türleri, antibiyotik eldesinde kullanılan Penicillium türleri ve ergot alkaloitlerinin elde edildiği Claviceps purpurea dır.


Ustilago maydis mantarı Şili gibi bazı ülkelerde mısır bitkisinde yetiştirilir ve gıda olarak kullanılır.
Avrupa, Amerika, Çin ve Japonya'da gıda olarak mantar yetiştirme bir endüstri halini almıştır. Çin'de mantar yetiştiriliciği 600 yıl öncesine kadar dayanır. Avrupa'da isa 1650'li yıllarda Fransa'da kültür mantarı yetiştiriciliği başlamıştır. Şili gibi bazı Güney Amerika ülkelerinde Aztekler zamanından beri bilinen mısır rastığı (Ustilago maydis), bazı mısır tarlaları özellikle bu mantar ile enfekte edilerek üretimi yapılmakta ve yenilmektedir.
Mantarlar gelişmek için; nem, sıcaklık, 4-7 arası pH, oksijen, az miktarda ışığa ihtiyaç duyarlar.

Mantarlar bitkilerde çoğunlukla hastalığa neden olurlar.
Birçok yabani mantar doğadan toplanıp yenebilir ve çoğunun kültür türlerinden daha lezzetli olduğu söylenir. Fakat doğal yetişmiş mantarları toplayan kişi bu konuda uzman olmadığı takdirde zehirlenme ve ölümlerle karşılaşılabilir. Çünkü bazı mantarların çok küçük bir miktarı bile insanı öldürecek kadar zehirlidir. Zehirli mantarları zehirsizlerden ayırmak için genel bir kural yoktur.
Yenebilen ve zehirli, mantarlar yan yana yetişebilirler. Bazı yenebilen ve zehirli türler birbirine o kadar benzer ki bunu ancak bir mantarbilimci ayırt edebilir. Zehirli mantarların tadı yenebilen mantarlarınkinden farklı değildir. Etinin rengi, kokusu ve tadı ile bir mantarın zehirli olup olmadığı anlaşılamaz.
Mantarların insan ve hayvanlarda oluşturduğu hastalıklara genel anlamıyla "mikoz" denir. Tropikal ülkelerde mikozlar yaygındır. AIDS, kanser, şeker hastalıkları, organ nakli gibi durumlarda doğal veya yapay olarak bağışıklık sistemi baskılanığı için mantar enfeksiyonları ortaya çıkabilir. Mantar sporları havaya karışarak insanda alerji ve astıma sebep olabilirler. Bitkilerde parazitik mantarlar hastalıklara neden olurlar. Özellikle tek cins ürüne dayalı tarımda (patates, pirinç gibi) büyük kayıplara yol açabilirler. Örneğin 1840'lı yıllarda İrlanda'da baş gösteren kıtlığa patates mildiyösü (Phytophthora infestans) neden olmuştur. Bu felaketten dolayı bir milyondan fazla insan ölmüştür. 1943'de ise Bengaldeş'de Helminthosporium oryzae diye bilinen tür, pirinç ürününü yok ederek kıtlığa neden olmuştur.
Mantarlar, ılıman iklimlerde elbiselerin, kameraların, teleskopların, mikroskopların ve diğer optik malzemelerin küflenerek zarar görmesine neden olurlar. Petrol ürünleri, deri gibi organik maddeler de mantarların besin olarak kullandığı ürünlerdir. Çürükçül mantarlar aynı zamanda tomruk ve kerestelerin, ağaçtan yapılmış eşyaların çürüyerek kullanılamaz hale gelmesinden de sorumludurlar. Ayrıca evlerde, marketlerde besinleri bozarak milyarlarca dolarlık zarara neden olurlar. Gıdalarda oluşturdukları mikotoksinlerle toksik zehirlenmeler yol açabilirler. Özellikle okratoksinler ve aflatoksinler, böbreklerde ve karaciğerde hasarlara neden olurlar. "Çavdar mahmuzu" diye bilinen mantar, çavdarın ununa karışıp yenmesiyle ergotizm denilen hastalığa neden olmaktadır. Bazı mikotoksik mantarlar Vietnam ve Afganistan'da biyolojik silah olarak kullanılmıştır.

2 yorum:

Unknown dedi ki...

eywallah

Unknown dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.